3 Mart 2017 Cuma

Yakup Köse 28 Şubat Röportajı (28 Şubat 2013)

Yakup Köse kimdir ve 28 şubat sürecine nasıl dahil olmuştur ?

Ben erzincan 1981 doğumluyum. 6 yasına kadar erzincanda ikamet edip 6 yasından sonra antalya göctük. Normal bir anadolu insanıyız…antalyada babam müteahitlik yapıyordu.bende ilkokuldan sonra, antalya imam hatip lisesinde okumaya başlamıstım.. 14 yaşındaydım.. o zamanlarda refah partisinin  çok hızlı olduğu dönemlerdi .insanlarda islami mevzuularda hasassiyat ve heyecan vardı şimdiki gibi değildi…. ozamanların çocuklarıyız… o günlerde çeçenistan  ve bosna hersek hasassiyati vardı türkiyede de avrasya  feribotu kaçırılmıştı. Feribotu ibda c fikriyatını benimseyenler ve ibda  selamı yapanlar tarafından kaçırmıştıbizde imam hatipli idik. antalya murat paşa camisi bahçesinde  bir  gösteri düzenlendi bende televizyonda gördüğüm selamı yakışıklı durduğu için yaptım ama ibda ve ibda c nin olduğunu  bilmiyordum meğerse terör örgütü selamı imiş (şuan yargıtay tarafından ibda selamı kabul edildi her yerde yapılabilir)ibda selamı vesilesi ile ben teşhir ediliyorum,  kameraya çekiliyorum.. bir müddet sonra evimize büyük bir baskın düzenlendi. onlarca sivil –akrep araba çatılara kurulmuş özel tim polisleri…alınan kişi 14 yaşında 130 cm boylarında  40 kilo bir çocuk.. gözlerime maske, kafama çuval geçirilmek sureti ile gözaltına alındım..

Ne gibi faaliyetlerde bulundunuz ?

Faaliyetim  öncelilkle müslüman olmak ! 28 şubat öncesi en büyük faaliyet müslüman olmaktı 2.side imam hatipli olmak başka bir faaliyetim yoktu. İBDA C örgütü üyesi olmam iddası ile tutuklandım. iddanamede ibda c adına 7 yere İsrail şirketleri dahil  bomba atmak ile suçlandım. sonucunda da ana yasal düzeni  cebren yıkmaya teşebbüsten dolayı idam cezası aldım.3 ayda iddanamem hazırlandı, 4.ay mahkemem oldu,gittim kimlik bilgilerim alındı, 5.ay çıktığımda mütealam okundu, yani benim  idam cezası almam hususunda savcı görüş beyan etti. 3. Mahkememde de idam cezasını aldım kalemim kırıldı çıktım. Toplam 3 mahkemenin süresi  yaklaşık 13-14 dakika sürdü ve herşey bitti yani…
Ailenizle görüşebiliyor muydunuz ve durumunuz ailenizi nasıl etkiledi ?
Ailemle ilk kez Antalya’da görüştük 5-6 dakikalık bir ziyaretti.. zaten ne olduğunu anlamadık. Sonucunda da gerçekten ailemle  4 ay sonra karşı karşıya geldik ki onların bana söylediği,”silahlı terör örgütü üyesi olduğum bir çok yerde İBDA C’nin silahlı kanadını oluşturduğum “gibi acayip haberler çıkmış. Ailem tabii ki etkilendi.. babam müteahitti bir çok işten el çektirildi..
Noel baba operasyonun da neler yaşadınız  ?
Noel baba operasyonu derken, aslında sistem ,zihniyet her zaman, kurulduğundan beri Müslümanların üzerine kendi pisliğini kusmuştur. Bu Atıf Hocada’da böyledir,bu 28 Şubat operasyonunda da böyledir,bu Noel baba operasyonunda  da böyledir..şuan için söylüyorum bu Salih Mirzabeyoğlu meselesinde de böyledir, değişen hiçbir şey yok.. mesele rejim meselesi iktidar meselesi değil… bu Ülkede samimi Müslümanlar olduğu müddetçe, samimi Müslümanlar bir şey yapmaya karar verdiği zaman diliminde mutlaka büyük baskılar olacaktır, gerçek bir kurtuluş olmadan da sona ermeyecetir..Noel  baba perasyonu dediğimiz hadise, o kadar vahşice bir şey ki bu kime yapılırsa yapılsın.. noel babanın solcu tutsaklara yapılan adı hayata dönüş operasyonu. Sonucunda bu operasyanu adının,” tufan operasyonu” olduğu ortaya çıktı ...çatılardan geliyorlar silahsız, herhangi bir savunması olmayan, tek savunmaları zikir olan insanalara, silahlarla ateş açıyorlar. Ve o insanlar teslim olmuyor .Biz Bandırma olarak 3 gün teslim olmadık.
Ben kolumdan vuruldum, Hailil  Kantacı yaralandı, üniversite öğrencisi  Hasan Meriç tahliyesine 3 ay kala, G3 mermisi ile vuruldu, gözümüzün önünde  şehit oldu. 9 arkadaşımız ağır yaralandı, ağar yaralananlardan bir çoğu ayağından birkaç mermi yemişti ki, 2. Kattan molotofu yakıp yerde yatan arkadaşın üzerine atıyorlardı, hepimiz yaralı halde iken birbirimizi söndürmeye çalıştık.noel baba operasyonından sonra topluca yaralı arkadaşlar hastaneye götürüldü  ben de dahil, sonra hafif yaralılar tekrar eskişehir özel tip cezaevine olmak üzere,hemen hemen  hepimiz 1-1,5 ay içerisinde eskişehir özel tip cezaevinde tekrar toplandık. Bandırma cezaevindeki koşullarımızdan farkı oraların hücre hücre olması idi. artık arkadaşlarla beraber değildik,tabutluk dedikleri hücrelere konulduk..,  yine direniş başladı.. zaman zaman açlık grevi ..misal olarak seccade vermiyorlar, tesbih vermiyorlar  aza indirgeyerek söylüyorum ...bizde tepkimizi göstermek sesimizi  duyurmak amacı ile açlık grevlerine başladık.. o zor şartlara rağmen,  yine düzelmeyi başardık.. bu düzelme müslüman iradesi iledir..




Peki Salih Mirzabeyoğlu’nun tahliyesi?

Salih Mirzabeyoğlunu 2-3 ay önce ziyarete gitmiştim. Kendisi ile Allah nasip etti görüştük. İlk kez  görüştük, bir kere Halil Kantarcı ile birlikte Bolu da yürürken el sıkıştık nasılsınız dei. O kadardı yani diyaloğumuz. İkinci gidişimde açık ve net  söyleyim Salih Mirzabeyoğlunu şöyle bekliyordum. Daha ihtiyarlamış amca gibi bir şey bekliyordum ben. Baktığınız zamanyaşını sorsanız gençtir misal. Babam ile aynı yaşta ama baya bir ihtiyarlamış durumda. İçeriye girdim kendisi geldi bir kere hepimizden dinç yürüyor hatta  ben onu boksor muhammed aliye benzetmiştim. Aslıda boksor zaten yürüyüşü, endamı süperdi. Tuttu beni havaya kaldırdı sarıldı oturduk yani bir kere ben hayatta ama emin olun normal bir insan yoktu karşımda, 13-14 sene onun ismi ile yaşamışsınız. Soruyorum kendime acaba benden başka insan var mıdır? Sabah kalkınca aradan 10 dk geçer mutlaka kumandan aklıma gelir. Gün içerisinde 50-60 kere kumandan aklıma gelir bak mesela gün içerisinde 100 kere kumandan demişsem belki kere Neslihan yani kızımın ismini söylememişimdir.yani kumandan sevmei çok seviyorum belkide o yüzden yaşayabiliyoruz. Hafif böyle insanca yaşamak temahülümüz varsa oda kumandanı sevdiğimizden dolayıdır yani hakikatten bende görüyorum yani diyorum ki eğer onu sevmezsem böyle normal bir et parçası olacacağım. Sırf fikirlerini benimseyipte uygulama gibisinden bahsetmiyorum. Sırf onu sevmek değil yani. Yani diyorum ki onu sevmek belki bana bir çok şey kazanadıracak böyle bir insanla o kadar sevdiğim bir insanla karşı karşıya gelmek şu dünyada ne kadar değer varsa hepsini önüme koysalar red ederdim yani. Ayaklarım alttan titriyor.dedi ki Evladım çok heyecanlanıyorsun ne var bundan işte sakin ol filan…

Size nelerden bahsetti?

İşte aile hukukundan bahsetti, çok güzel sohbet ettik. Yani bir baba gibiydi yani şimdi insanlar Salih Mirzabeyoğlundan bahsederken Telegram şu bu sanki Salih Mirzabeyoğlu böyle hiç bir şey konuşmuyormuş gibi geliyor. Salih Mirzabeyoğlu aile hukukundan çocuklara nasıl davranılması gereğinden siyasi meselelerden bir çok şeyden bahsetti ve oradan çıkarken sohbetimizi  muhtevasının bir kısmını yazdım bir kısmı bana kalsın oradna çıkarken benim bolu f tipi cezaevinden ikinci çıkışımdı. Birincisi tahliye olduğum 10 sene sonra çıktığım. İkincisinde Salih Mirzabeyoğlunu görüp 1 saat 20 dk sohbet ettikten sonra çıkışımdı.  ilk aklıma gelen şuydu; esir olan vallhi Salih Mirzabeyoğlu değildi, esir olan bizdik. Şimdi oradan çıkaraken hakikaten içeride bir mahkumu bırakmıyorsunuz. Diyor ki döndü aslında benim sizi uğurlamam lazım ama maalesef şartlar vböyle olunca bu şekilde ayrılıyoruz dedi. Cezaeviymiş açılan kapılarmış, demir parmaklıklarmış çıkarken  dedim ki esir olan kesinlikle Salih Mirzabeyoğlu  değil bizleriz dedim yani bizim Salih Mirzabeyoğlu hakkında ki özgürlük mücadelemiz aslında  bilmeden kendi özgürlük mücadelemiz.  Umrumda da değil yani dışarı çıkıcakta ne yapacak. Ya bi düşünsenize Salih Mirzabeyoğlu dışarı çıkacak kitap yazıyor zaten ulaşıyorda napabilir Salih Mirzabeyoğlu zaten yapacağını yapıyor. Umurunda değil ya hakiki manada ben diyor işte artık onu onure etmek için mi bilmiyorum ama şöyle dedi bana 28 şubat diye bir şey atlatıım dedi yani bir zincir kırdım dedi yani mücadeleyi başlatmaklla ama emin ol başka bir liderin yanına gitsen “ya işte aferin devam edin” değil oralardan değil başka şeylerde bizim gündemimizden çok farklı mesela bugün haber çıkmış dimi onunla alakalı haberleri götürdüm, şöyle yaptı bunları alın dedi bakmadı, umrunda değil bir başkası olsa (kendim ile alakalı bir şey söyleyim. Biri benim hakkımda bir şey yazsa ben bakarım veya abdullah ocalanın doktorunu tanıuyorum ne yazmışlar. Benim hakkımda yazılar var mı? Hergün soruyor.) Salih Mirzabeyoğlunun umrunda değil hatta bidiyorki ailesine ölsemde  beni anlayan ruhlar ile sohbet edebilsem. Kumandan başka bir alemde, onu anlayabilmek nerde aramızda uçurumlar var. Anlayamıyoruz diyoruz, şurda duruyor  bilmiyoruz. Anlayamamak aslında bizim anlayışsızlığımızdan yani. Hatta geçenlerde demişki; benim bu yazdıklarımı okuyorsunuz dimi bunlar benim normal olduğumun delilidir. Yani aslında kumandan bütün alemi deli yaptı. Şimdi  biz diyoruz ya anlayamıyoruz filan o da normal olduğumun delilidir yani diyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayati İnanç Röportajı

Hayati Hocam hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz. Müsaadenizle sorularımıza geçmek isteriz. -Buyurun Okul Aile Birlikleri olarak vazifemiz; nite...